Konu hakkında daha derinlemesine bilgi sahibi olmak isteyenler aşağıdaki bağlantıları takip edebilirler;
A Conflict of Visions by Thomas Sowell (book): For more on the debate about whether there is a “human nature” and how this impacts history, check out this book by Thomas Sowell.
Mises and Fisher on Theory and History (article): Does history repeat itself? See what Anthony Fisher and Ludwig von Mises thought.
Capitalism and Human Nature (article): In an attempt to understand what makes capitalism tend to work better than communism, Will Wilkinson turns to evolutionary psychology.
Tüm Tarihin Ortak Paydası Nedir?
Dan Carlin: Sanırım Mark Twain, tarihin tekerrür etmediğini, sadece bir uyum içinde ilerlediğini söylemişti. Tarih sanıldığı gibi pek de döngüsel değildir aslında, değişmeyenleri vardır ve o da biziz: İnsanoğlu. Shakespeare ne demişti? “Dünya bir sahnedir ve tüm insanlar sadece birer oyuncudur.”
İnsanları tarihten söküp atarsanız işlenen nakış değişir ancak, tümüyle farklı çevrelerde yetiştirildikleri için farklı kültürler gibi görünmeleri dışında hala insandırlar ve insanları duyusal bir aletle ölçseniz aynı sonuçlar elde edilir. İşte bu nedenle benzerdirler.
Örneğin geçmişe, Roma Cumhuriyeti’ne bir göz attığınızda iki benzer şeyle karşılaşırsınız: İlki aynı tutkulara ve arzulara sahip insanlar, diğeri de aynı zaaflara sahip insanlar; evet hepsi o kadar. O halde iki sistem var. İnsanların her daim Cumhuriyetin bir benzeri olan Roma İmparatorluğu’nu temel almalarının bir sebebi var elbette: Modern zamanlarda kurulan devletler bilinçli bir tercihle bu miras örnek alınarak modellenir. Öyleyse benzer bir sisteme sahibiz ve insanoğlunu geçmişe gönderdiğinizde temel şeylerin aynı olduğunu görürsünüz, çünkü orada kendini yineleyen kalıplar bulunmaktadır.
Peki bu durum geleceğe dair öngörüde bulunmamız için bir şeyler sunuyor mu? Kesinlikle hayır. Tarih size nasıl davranılacağını öğretmez. Örneğin sağcılar Hitler, Münih ve yatıştırma politikasından ders alındığını söyler, ancak öyle değildir. Tarihin öğrettiği tek şey, bir Hitler ile karşılaşılan durumlarda ne yapılacağıdır. Değişkenlerin varlığı her şeyi alt üst eder. Tarih nasıl davranılacağı konusunda değil, kim olduğumuz hakkında çok şey söyleyebilir.
Dave Rubin: Asıl olan insanın o zaman dilimi içinde yaşadığı gerçeğidir.
Dan Carlin: Sistemler. İnsan sistemleri ve kültürler. Günümüzde farklı kültürlerde yaşayan insanları ele alalım. Orta Afrika’da yaşayan insanları yarın Amerikalılarla yer değiştirelim. Afrika’dakileri Amerika’ya, Amerika’dakileri de Afrika’ya yerleştirelim ve diyelim ki: İşte sizin sisteminiz, Donald Trump sizin başkanınız ve iki yıl içinde ara seçimler var. Oy tercihlerinde farklılık olacağını mı düşünüyorsun? Öyleyse denkleme kültür, sistem ve bizi de eklemek zorundasın. Bu nedenle tarih önemlidir. Kültürler ve zaman aracılığıyla bir tür olarak bize hakkımızda çok şey söyler ve çok şey öğretir.
Dave Rubin: Evet, bilinmesi gereken tarihi olaylar olduğu bir gerçek. Ancak aslında öğrenilen şey insanın doğasıdır.
Dan Carlin: Bu bir argüman. İnsan doğası diye bir şey var mıdır? Elbette çoğumuzun davranış biçimini belirleyen parametreler vardır ve kültürün zamanla bu parametreleri yaygınlaştırması meselesi var. Ancak yine de aşk aşktır, nefret nefrettir ve seks de sekstir. Primatlar incelendiğinde onlara benzerliklerimizi görebiliriz. İşte sizi Antik Mısır’la ilişkilendiren nokta da budur: İnsan hala insandır.
Örneğin, eski Romalıların ölen çocuklarının mezar taşları üzerine yazdığı sözler okunduğunda onlarla bir bağ kurabilirsin ve bugün bile o yazılar sizi duygulandırır. Böylesi bir bağ kurulmasının tek sebebi, o Romalı bebeğin zaman makinesine konulup günümüze getirilmesi ya da günümüzden bir çocuğun o döneme gönderilerek bizden biri olarak yetiştirilmesi halinde günümüzdeki çocuklardan ayırt edilemez oluşudur. Ortaçağlarda yetiştirilmiş ve yaşamış bir çocuk olsaydınız eğlence için kamuya açık infazları izler ve eğlenirdiniz muhakkak.
Dave Rubin: Bundan hiç şüphem yok. Şimdi buna geleceğiz.
Dan Carlin: Öyle yaptığımızı söyleyebilirsin.
Dave Rubin: Elbette, bundan çok uzak değiliz. Gerçekten değiliz. Sırası gelmişken, Suudi Arabistan gibi dünyanın farklı bölgelerinde kalabalıkların önünde insanların kafası kesiliyor ve bu büyük bir keyifle izleniyor. Şimdi bana o insanların ve sistemlerin bizden, bizimkinden farklı olup olmadığını ve onları çevreleyen sistemin bu olay karşısında neşelenmelerine yol açıp açmadığını soracaksın değil mi?
Dan Carlin: Kültür belki kültür. Sistemler insanları hapseder. Tıpkı bir Cumhuriyetin sizi farklı şeylere hapsetmesi gibi. Örneğin Roma’da kampanyalar ve para güçlü insanların etrafında toplanırdı, tıpkı bugünkü gibi. Güçlünün nüfuz edebilme kapasitesi. Benim için Roma Cumhuriyet tarihinin en mükemmel yanı, örneğin, Gracquei olarak bilinen insanların çabaları, girişimleri hakkında okumalar yapmaktır. Gracquei kardeşler ünlüydü. Bugün onlara sefillerin / fakirlerin savunucusu denilebilir. Bugünün Bernie Sanders’i olarak tanımlayabilirsiniz. Roma tarihi hakkında okumaktan zevk aldığım konu -ve Roma harikadır, çünkü bakıp incelenecek ve üzerinde çalışılacak çok özelliği vardır- o dönemde insanların “Bu, insanların gerçekten inandığı şeyler değildir, sadece kötülüğü teşvik ediyorlar…” demesidir. Bu bana çok şey ifade ediyor.
Dave Rubin: Koch kardeşler tarafından bedel ödetiliyorlar.
Dan Carlin: Evet bu doğru. Bu konuda okuma yaptığın zaman bunun bir sistem meselesi olduğunu görürsün. Sistemleri bizim sistemimize benzer ve bu nedenle insanlar oldukları hali ile o sisteme gönderilebilir. Sadece işin kültür kısmı bir farklılık yaratır. Bugün hala kim olduğumuzun yansımaları görülebilir. Bu yol gösterici bir araç mıdır? Hiç de değildir. Ancak oraya dönüp bakar ve sonra yola devam edebilir insan. Biz ilginç hayvanlarız ve yüzyıllardır var olan farklılıklar üzerinde bunu görebiliyorum.
Konuşmacı: Dan Carlin
Redaksiyon: Ahmet Altundal
Çeviri: Alper Boztaş
Kaynak: LearnLiberty.org