Konu hakkında daha derinlemesine bilgi sahibi olmak isteyenler aşağıdaki bağlantıları takip edebilirler;
Foreign Policy (playlist): Check out our full playlist of videos with professors Chris Coyne and Abby Hall Blanco at hayekandchill.com.
How Foreign Policy Changes Domestic Policy (Article): Sheldon Richman on the Boomerang Theory, addressing Chris and Abby’s “Perfecting Tyranny” article.
War Sucks, What Is It Good For? (Learn Liberty video): Peter Jaworski on war as a fundamentally illiberal act.
When Should the US Invade Other Countries? (Learn Liberty video): Debate between Bryan Caplan and Jan Ting on US intervention.
Askeri-Endüstriyel Kompleks Nedir? ABD Başkanı Eisenhower 1961 yılında yaptığı veda konuşmasında halkı “Askeri-Endüstriyel Kompleks” adını verdiği bir oluşuma karşı uyardı. Peki kulağa bir komplo teorisinden veya bir bilimkurgu filminden fırlamış gibi gelen Eisenhower’ın böylesine korktuğu Askeri-Endüstriyel Kompleks tam olarak nedir? Askeri-Endüstriyel Kompleks, ABD’nin ulusal savunmasından sorumlu olan askeri liderler, hükümet yetkilileri, bürokratlar ve özel şirket çalışanları arasındaki yakın ilişkileri tanımlar. Mevcut sistemde ABD hükümeti ulusal savunma konusunda tekel durumdadır. Yani ABD vatandaşlarına ulusal savunma sağlayan tek kurumdur. ABD’nin ulusal savunması konusunda ABD hükümeti ile rekabet edecek özel bir ordu kurulamaz. Fakat bu, şirketlerin duruma hiç müdahil olmadığı anlamına gelmemektedir. ABD hükümeti özel şirketlerden askeri ekipman ve hizmet satın almaktadır. Bunlar arasında üniformalar, araçlar, silahlar ve daha fazlası sayılabilir. Bu şirketler bahsettiğimiz ihaleleri alabilmek için yoğun bir kulis faaliyeti yaparlar. Bu da kolay bir iş olmadığı için çoğu şirket bu ihaleleri alamaz. Ancak devlet yetkilileri ile yakın ilişkileri bulunan ve süreçler konusunda uzmanlaşan az sayıdaki firma bu oldukça kârlı ihaleleri alabilir. ABD savunma bütçesi muazzamdır, hatta açık ara dünyadaki en büyük bütçedir diyebiliriz. 2015 yılında ABD savunma bütçesi 6 milyar dolardı. Doğal olarak bu sözleşmeleri alan savunma sanayi firmaları mümkün olduğunca çok bütçenin savunmaya ayrılmasını garantilemeye çalışmaktadırlar. Bu yüzden ciddi miktarda parayı politikacılar ve bürokratlarla bağlantı kurmak ve onlar üzerinde nüfuz sağlamak için harcarlar. Savunma sanayi firmaları ile politikacılar ve bürokratlar arasındaki güçlü bağlantılar, buralarda çalışan yetkililerin firmalar, hükümet, bürokrasi arasında sıkça iş değiştirdiği bir ortam yaratmıştır. Bu durum zaten güçlü olan bağlantıları daha da güçlendirmektedir. Bunun iki önemli sonucu vardır. Birincisi, savaşla ilgili kritik kararları alan politikacıları kararlarını fayda ve maliyeti göz önüne alarak verecek tarafsız politikacılar olarak göremeyiz. Savunma sanayiinde hem devlet hem de özel sektör aktif katılımcılardır ve her biri diğerinin davranışını etkiler. Askeri ekipman üreten bir firmaysanız mümkün olduğunca müdahaleci bir firma politikasını desteklersiniz. Eğer politikacıları etkileyebilirseniz, ki onların çoğu bahsettiğimiz Askeri Endüstriyel Kompleks nedeniyle ya sizin arkadaşlarınız ya da eski meslektaşlarınızdır, sizin daha çok kâr etmenizi sağlayan bu müdahalelerin sonucu insanların yalnızca gidip öldüğü, sonuçta ülkeyi hiçbir şekilde daha güvenli bir hale getirmeyen bir savaş gerçekleşebilir. İkinci olarak, devletin savunma bütçesi daha fazla ihale almak isteyen firmaların savaş alanına dönüşür. Eğer siz tank satan bir üreticiysem devletin savunma bütçesini mümkün olduğunca tanklara harcaması için uğraşmak benim çıkarımadır, bu yanlış bir savunma stratejisi olsa bile. Özel savunma şirketleri, devletin savunma bütçesinden mümkün olduğunca kısa süre içerisinde, alabilecekleri en fazla payı almaya çalışırlar ve bunu yaparken bu davranışlarının kapsamlı sonuçlarını pek de umursamazlar. Yine de lobi faaliyetleriyle devletin aldığı kararları etkilemeye devam ederler. Askeri-Endüstriyel Kompleks’in bu etkileri hem özel sektördeki hem de devletteki aktörlerin karar alma motivasyonlarını şekillendirir. Bu da şu demektir: Askeri kararlar sadece toplumun yararını düşünerek değil, özel sektörün çıkarlarına dayanarak verilmektedir, ki bu durum felaketle sonuçlanabilir.
Konuşmacı: Dr. Christopher Coyne
Redaksiyon: Ahmet Altundal
Çeviri: Ender Yolal
Kaynak: LearnLiberty.org