Konu hakkında daha derinlemesine bilgi sahibi olmak isteyenler aşağıdaki bağlantıları takip edebilirler;
Senate Select Committee on Intelligence Study of the Central Intelligence Agency’s Detention and Interrogation Programs (Government document): An unclassified Senate report on CIA torture.
Here’s the Latest Evidence Torture Doesn’t Keep Us Safe (article): Psychological stressors of torture prove to be ineffective means of gaining information from suspected terrorists.
The Horrific Stories of CIA-sponsored Torture That Aren’t in the Senate Report (article): The Senate report glosses over the practice of rendition, which this article discusses.
Amerika’da İşkence ve Polis Vahşeti Üzerine
Günümüzde, işkence tartışmaları genel olarak ABD dışındaki yabancı terör şüphelilerine yapılan muameleye odaklanıyor. ABD vatandaşlarına kendi şehirlerinde kendi hükümetleri tarafından yapılan belgelenmiş işkence vakalarından ise nadiren bahsediliyor. Bunun en meşhur örneği, 1970’lerde Chicago’da meydana geldi.
John Burge adlı bir polis memuru Chicago Polis Teşkilatı’nda dedektifliğe terfi edildi. Hemen ardından, orada tutulan şüpheliler birçok farklı işkenceye maruz kalmaya başladılar. Elektrikli coplarla şoka uğratıldılar; küllüklerle, elektrik fenerleriyle, telefon rehberleriyle ve hortumlarla dövüldüler.
Şüpheliler; genital bölgeleri tekmelenerek cinsel tacize uğradı, çiğnendi ve elektrikle infaz edildiler. Uzun süre yiyecek-içecekten yoksun bırakıldılar ve hücre hapsinde tutuldular. Çırılçıplak soyuldular, zorlayıcı pozisyonlara tutulup uykusuz bırakıldılar. Kurbanlar ayrıca rus ruleti oynamaya zorlanarak, boyunlarına kement yerleştirilerek, ağızlarına silah dayanarak ve pencerelerden sarkıtılarak yapılan infaz oyunlarına maruz kaldılar.
Burge ve onun adamları en az 110 Afro-Amerikalı’ya işkence ederek sahte itiraflara ve yanlış hükümlere yol açtı. Chicagolu gazeteci John Conroy, Burge’ün kullandığı bu tekniklerin, onun Vietnam Savaşı’nda polis bölüğünde edindiği deneyimlerlerden etkilediğini belgeledi.
Vietnam’da Burge mahkumları denetlediği ve transferlerini yönettiği Dong Tam hapishanesine atandı. Bölük komutanına göre, bölüğünün üyeleri, elektrik vermeyi de içeren işkencelere katıldılar. Onlardan biri, insanlar üzerinde iz bırakmadıkları müddetçe pek çok şey yapabildiklerini anlattı.
Dong Tam’daki işkence uygulamaları ve sonradan Chicago’daki ikinci bölgede gerçekleşen işkenceler arasındaki bağlantı açık. Eğer bir şüphe kaldıysa diye, Chicagolu bir polis memuru Burge’ün bu yöntemlere Vietnam Özel veya Vietnam Uygulaması olarak atıfta bulunduğu ifadesini verdiğini belirteyim. Maalesef bu illegal uygulamalar bu geniş örneğin bir parçasıydı.
Yerel kolluk kuvvetlerinin sadece Vietnam savaşı değil Filipin-Amerikan Savaşı, İkinci Dünya Savaşı ve Irak ve Afganistan’daki son çatışmalar gibi, diğer savaş bölgelerinde öğrendikleri işkence tekniklerini Amerikan vatandaşlarına uyguladığına dair yüzyılı aşkın belgeler var.
İşkencenin gizlenmesine karşı alınan önlemler, ulusun kurucu metinlerinde yer almasına rağmen bu durum tekrar etmiştir. Haklar Bildirgesi’nin 8. Ek Maddesi, insanlıkdışı cezaları yasaklamıştır. Ve 5. Ek Madde, sanıkların kendileri aleyhinde ifade vermeye zorlanamayacağını söyler. Fakat bu yasal korumalar bu uygunsuzluğun önlenmesinde yeterli olmadı.
Buradan öğrendiğimiz ders, Amerikalılar’ın savaşta bilgi koparmak ve cezayı yaymak için işkence yapmanın meşru olduğunu öğrendiklerinde, bu deneyimlerini kolayca geride, savaş topraklarında bırakamadıklarıdır. Tarih bize bazılarının eve döndüklerinde bu metotları kullanacaklarını söyler. Bu, işkence kullanımının ahlaki olarak haklı çıkarılabilir olup olmadığı tartışmasına yeni bir bakış açısı kazandırmalıdır. Ve bunun yarattığı etkileri kapsayıp kapsamayacağını…
Kaynak: LearnLiberty.org
Konuşmacı: Prof. Abigail Hall / Tampa University
Çeviri: Elgin Ekin Ili
Redaksiyon: Seçkin Sosyal