Bireyler olarak çeşitli haklara sahibiz. Peki bunlar ‘doğal hak’lar mıdır? Ve bu doğal dediğimiz haklar, legal/anayasal haklarımızla nasıl karşılaştırılabilir? Felsefe profesörü Aeron Skoble anlatıyor. Konu hakkında daha derinlemesine okumalar yapmak isteyenler aşağıdaki linkleri takip edebilirler;
The Philosophy of Liberty (Video): An ISIL classic animated video on the philosophy of liberty and self-ownership.
Rights [Article]: Leif Wenar provides an excellent overview of rights, including critiques, categories, and history.
Natural Law and Natural Rights [Article]: An excellent collection of essays and articles provided by the Online Library of Liberty.
Second Treatise of Government [Book]: John Locke’s seminal defense of a classical liberal political system based on the rights of life, liberty, and property.
“Hak”lar Üzerine
Doğal haklar nelerdir? Peki birincil haklar nelerdir? “Haklar” genel olarak, birbirimizle etkileşim içine girerek oluşan ahlaki kavramlardır. “Bunu yapamazsın” dediğimizde, “bunu yapmak tamamen imkansızdır” anlamına da gelebilir fakat, basitçe, “bunu yapman yanlış” anlamına da gelebilir.
Hakkımız olan bir şeyden bahsederken, bunun aksi bir durumun zaten ‘imkansız’ olmasından değil, yanlış olmasından bahsediyoruz. İşte bu nedenle başkasının hakkını ihlal etme konusunda konuşuyoruz.
“Yuvarlaktan kare yapamazsın” demek, “bu olamaz” demek. “Fred’i öldüremezsin” demek ise, “bunu yapman yanlış” demek. Fakat doğal haklara sahip miyiz? Doğamız gereği hırslarımız var. Eğer kesip içimi açarsanız hırsımı bulabilirsiniz fakat haklarımdan hiçbirini bulamazsınız. O halde eğer doğal hakları bulabilseydik ne olacağına bakalım.
Eğer TV seyrediyorsanız, sessiz kalma hakkınız olduğunu ve sorgulama sırasında avukata sahip olabileceğinizi – Kuzey Kore’de yaşamıyorsanız- muhtemelen bilirsiniz. Bilindik haklardan biri olan ‘sessiz kalma hakkı’ yasal bir haktır. Bu, sahip olduğumuz yasal sistemin önemli bir ögesidir. Diğer ülkelerdeki insanlar ‘avukat isteme hakkı’na sahip olabilir de olmayabilir de.
Benzer şekilde, eğer 18 yaşındaysanız oy hakkınız vardır, fakat 1960’da 18 yaşında olsaydınız böyle bir hakkınız olmayacaktı. 1971 yılında, Anayasa, oy hakkının 18 yaşındakiler için genişletilmesi noktasında düzeltildi. Bir kaç yıl sonra 18 yaşındakiler bira içme haklarını kaybettiler. Tüm bunlar yasal hak ya da anayasal hak örnekleridir.
Kanun yapıcılar, kendileri tarafından yapılmış sahip olduğumuz yasal hakları, ne zaman isterlerse değiştirebilirler. Fakat Bağımsızlık Bildirgesi, kişinin elinden alınamayacak haklardan bahseder. Bunlar ‘değişemeyecek türde şeyler’dir. Böyle bir şey olabilir mi? Çünkü kanun yapıcılar tarafından bize verilmiş haklar, neticede insanlar tarafından oluşturulduğu için, belki bu hakları belirlerken yanlış yapabilirler.
Ama Amerikalı sömürgeler bağımsızlığını ilan ettiler ve hükümetlerinden kurtuldular. Bunun anlamı, artık o haklara sahip olmadıkları mı? Hayır. İşte tüm mesele bu. Onlar hükümet tarafından verilmiş hakları olmadığını düşündüler.
Anayasal haklar, anayasaların bir ürünü olmasına rağmen, ayaklanan sömürgeler, Yaşama Hakkı’nın ve Özgür Olma Hakkı’nın doğuştan gelmiş olduğunu ve hükümetin görevinin, sadece, -doğuştan- sahip olduğumuz hakların korunması olduğunu düşündüler.
Bu klasik liberalizmin özüdür ve devrimler bundan ilham alır. Eski zamanlarda insanlar kralın dini otoritesi olduğunu ve bu yüzden kralın kurallarının doğal olduğunu iddia ederdi.
Haklar, kral tarafından verilen izinlerdi ve yapay bir yapıydı. Klasik liberal düşünce tarzına göre ise, Yaşama Hakkı ve Özgür Olma Hakkı doğaldır, hükümetler yapaydır – kurumlar, hakların korunmasına ve uygulanmasına yardım etmesi için yaratmıştır- . Böylece eski yapıyı tamamen ters düz etmiştir ve kelimenin tam anlamıyla bu bir devrimdir.
Fakat neden ‘yaşamak’ ve ‘özgür olmak’, doğal haklardandır diye düşünmeliyiz. Bu şekilde düşünmenin bir yolu budur. Başka bir organizmaya bağlı olarak varolmak, doğal bir durum mudur ya da tamamen bağımsız bir varoluşa sahip misiniz? Hepimiz insanız. Eskiden ‘soylu’ diye adlandırılan kesimin çok daha değerli insanlar oldukları düşünülürdü ve ‘avam’ diye adlandırılan kesim üzerinde hakimiyet kurması doğaldı, ki bu avam denilen kesimin sadece hizmet etmek için yaratılan değersiz insanlar olduklarını düşünürlerdi. Kesinlikle eminim ki, bu çok yanlış bir şey. Siz ne düşünüyorsunuz?
Yani, eğer, yaşama ve özgür olma hakkı doğal haklarsa, hükümetler, bu hakları koruduklarında doğru yapmış, bu hakları ihlal ettiklerinde yanlış yapmış olurlar. Yasal sistem, mümkün olduğunca, doğal haklarla uyumlu ve çelişmeyen haklar yaratmalıdır.
Kaynak: Learnliberty.org
Konuşmacı: Prof. Aeon J. Skoble / Bridgewater State University
Çeviri: Gizem Sultan Yılmaz