Konu hakkında daha derinlemesine bilgi sahibi olmak isteyenler aşağıdaki bağlantıları takip edebilirler;
- Dilbert on Workplace Externalities [comic]: Dilbert tries to internalize the cost of a coworker’s externalities
- Introduction to Economic Analysis [online textbook]: A textbook introduction to Coasian bargaining
- Law and Property: The Best Hope for Liberty? [article]: Article in The Freeman explains how common law can solve externalities
- Thank You Ronald Coase [article]: A Property and Environmental Research Center piece on Coase and Pigou
- The Pigovian Tax [blog post]: An ethics blogger’s argument in favor of Pigovian taxes
DIŞSALLIKLAR: PATATES CİPSİ NE ZAMAN SADECE PATATES CİPSİ OLMAKTAN ÇIKAR?
Patates cipsi ne zaman sadece patates cipsi olmaktan çıkar? Dışsallık olduğunda.
İki kişi düşünelim. Bu kişilere Art ve Betty diyelim. Bir de üçüncü bir kişinin olduğunu düşünelim. Ona da Carl diyelim. Dışsalık, Art ve Betty arasında bir işlem gerçekleştiğinde Carl’ın üzerinde onun iradesi dışında bir etkisi olmasıdır.
Art’in Betty’ye patates cipsi sattığını varsayalım. Betty patates cipsini gerçekten çok sevmektedir. Paketi açar, cipsi yemek için sabırsızlanmaktadır. Yediği zaman “nam nam nam” diye ses çıkarır. Şuna bakın. Bayıldı. Ne kadar ses çıkararak yerse yesin Carl gibi biri sesleri duymadığı sürece dışsallık yoktur. Art ürünü satmaktan, Betty de ürünü almaktan dolayı memnundur. Çünkü ortada gönüllü bir takas vardır.
Fakat Carl negatif dışsallıktan etkilenir ve zarar görür. Tüm çıtırtı ve nam nam seslerine maruz kaldı, öte yandan bunun karşılığında bir şey elde etmedi. Bu durum onun gerçekten sinirlerini bozuyor. Bu örnek gösteriyor ki, dışsallıktan bahsedebilmemiz için üç kişi gerekir: Bir satıcı, bir alıcı ve isteği dışında işleme katılan en az bir kişi.
Önceki videoda fiyatların insanları doğru eylemde bulunmaya yönelttiğini iddia etmiştim. Fakat dışsallıklar gündeme geldiğinde, fiyatlar tek başına bize yeterli bilgiyi sağlar mı? Cevap “hayır”dır. Çünkü dışsallığın da işleme katılmasıyla birlikte “fiyat” ve “gerçek maliyet” kavramları birbirinden farklılaşır. Fiyat, “Betty’nin Art’a ödediği miktar”dır fakat maliyet, “Betty’nin Art’a ödediği miktar + Betty’nin patates cipsini yerken çıkardığı katır kutur seslerin Carl’ın kulaklarına verdiği rahatsızlığın maliyeti” olmuştur.
Dışsallığın beraberinde getirdiği problem, işlemdeki tüm maliyetleri hesaplama konusunda, fiyatları tek başına yetersiz kılmasıdır. Bazı maliyetlerin nedeni, iradesi olmadan işleme katılan insanlardır. Çözüm, fiyatları toplam maliyet düzeyine yükseltmekmiş gibi görünüyor. Birçok kişi bunu “meseleyi vergiyle halletmek” olarak adlandırır. Yani piyasa fiyatı ve gerçek maliyet arasındaki fark kadar, ürüne vergi eklemektir. Bunun amacı, alıcı ve satıcıyı işlemin sonucundaki tüm maliyeti kabullenmeye mecbur etmektir. Ekonomistler buna “maliyetin içselleştirilmesi” derler.
Elbette çözüm için devlete başvurmaya gerek olmayabilir. Dışsallık problemlerini çözdüğümüz yollardan birisine “görgü kuralları” diyoruz. Eğer Carl, Betty’ye çıtırtılarının onu rahatsız ettiğini söylerse, Betty muhtemelen özür dileyecek ve duracaktır.
Ayrıca R. H. Coase’nin önerdiği “pazarlık çözümü” vardır. Eğer Carl şikâyetçi olursa, Betty, Carl’la cipsini paylaşarak yan ödeme yapabilir. Carl cipsi katır kutur yediği anda dışsallık ortadan kalkar. Yerine sadece cips kalır. Bu çözümler işe yaramasa bile, problemi devlet eliyle çözmek daha kolay olmayabilir. Hatırlayın, buradaki problem bilgidir. Fiyatlar, maliyet hakkında tüm bilgiyi içermez. Fakat doğru bilgi nereden elde edilebilir? Devletin doğru bilgiyi edinip, daha sonra etkili bir şekilde hareket etmesi nasıl beklenebilir?
Bu sorulara en ilginç cevap, sorunun vergiyle çözülmesini öneren özgün bir akademisyen olan A. C. Pigou’dan geldi. Pigou gerçekten zeki bir adamdı ve ideal bir vergi düzeyini hesaplamanın ne kadar zor olduğunu idrak etmişti. 1920’de Pigou şöyle demişti: “Sorunu, girişimcilerin piyasada serbestçe belirlediği fiyatları, ekonomistlerin üzerine kafa yorarak ortaya koyduğu ideal maliyet düzeylerine yükselterek çözmeyi önermek yeterli değildir. Çünkü devletlerin böyle bir çözüme ulaşma konusunda pek hevesli olduğunu söyleyemeyiz. Otoriteler, cehalet, bölgesel baskı ve şahsi çıkar kaynaklı yozlaşmalara yatkındır. Organize ve sesi yüksen çıkan bir seçmen topluluğu, çoğunluğa baskın çıkabilir.”
“Meseleyi vergiyle halletmek”, genellikle niyetlenilmemiş kötü sonuçlar doğurur. Devletin diğer herkes gibi bilgi problemi vardır. Bütün ekonomi öğrencileri dışsallıkları ve Pigou vergilerini öğrenir, fakat ekonomi profesörleri şunu es geçerler: Bizzat Pigou’nun kendisi bile, bu sorunu çözmek üzere konulacak vergiyi kusursuz bir şekilde hesaplamanın ne kadar zor olduğunu dile getirmiştir.
Kaynak: Learnliberty.org
Konuşmacı: Prof. Michael C. Munger / Duke University
Çeviri: Abdullah Sencer Gözübenli
Redaksiyon: Ahmet Altundal