Konu hakkında daha derinlemesine bilgi sahibi olmak isteyenler aşağıdaki bağlantıları takip edebilirler;
Do male professors work even less on leave?
Find out what constitutes “long” and “short” term maternity leaves.
Cinsiyet Ayrımcılığı Üstüne
Kadınları erkeklerle aynı oranda CEO, politikacı ve doktor olmaktan alıkoyan şey nedir?
Aleni ayrımcılık, alt-kültür etkileri ve kızların matematik ve bilim çalışmaya yeterince teşvik edilmemesi bazı sebeplerdendir. Bu faktörler muhakkak konuşulmaya değerdir ancak tüm hikâye bunlardan ibaret değildir. Yeterince üzerine düşülmeyen bu eşitsizlik için en önemli açıklama, kadın ve erkeğin eğitimleri, kariyerleri ve aile yaşantıları konusunda yaptıkları seçimler arasındaki farklılıklardır.
Örnek verecek olursak, yapılan son çalışmada, başarılı kadınlara neden kamu hizmetinde çalışmadıkları sorularak, ABD’de neden çok az sayıda kadın siyasetçi olduğu sorusuna cevap aranmıştır. Aynı çalışma, bazı önemli kurumsal engellerin kısmen suçlu olabileceğini gösterirken, kadının tercihlerinin de kamuda çalışma kararı almak adına büyük rol oynadığını ortaya koymuştur. Kadınlar genelde, yıkıcı potansiyeli olan mahremiyet kaybından, sabit bağış baskısından, ilkelerinden ödün verme riskinden ve aileden uzak geçirilen uzun saatlerden bahsetmektedirler. Araştırmanın vardığı sonuçlara göre, ortalama olarak kadınlar, yorucu siyasi kariyerler için gerekli özveride bulunmak konusunda daha az isteklidirler. Ve genelde kadınlar, çocukları büyüyünce ve ailenin geliri yeterli olmadığında siyasete atılırlar.
Bu kadınlar kendilerine uygun olan iş, aile ve kamu hizmeti arasında nasıl denge kurulacağına karar vermektedirler. Siyasette daha fazla kadın görmek istememize rağmen onları suçlamak zordur. Bu arada, birçok erkek de benzer kaygılardan ötürü kamuda çalışmayı istememektedirler. Kadınların işgücüne katkılarını arttırmanın tek yolu erkeklerin hane halkı ve çocuk yetiştirme sorumlulukları üzerinde geniş pay sahibi olmalarını sağlamaktır. Evde-oturan-babaların gittikçe yaygınlaşması göstermektedir ki, erkeklerin çocuk bakımı ve ev işlerine olan katkısındaki mütevazı bir artış bile aslında kadınlara kariyerleri ve aile sorumlulukları arasındaki dengede yardımcı olmaktadır.
Bu harika bir gelişme, ancak daha önce başka bir yerde belirttiğim üzere, bu çeşit kültürel değişiklikleri politika yoluyla desteklemek çok zordur. Zorunlu babalık izni gibi tepeden inme yasalar aslında istenmeyen sonuçlara sebep olabilir. Sonuçta, hane halkı sorumluluklarının nasıl bölüneceği ile ilgili kararlar ancak insanların kişisel arzuları, ihtiyaçları ve yetenekleri hesaba katıldığında gerçekçi bir şekilde alınabilir.
Erkekler evde daha fazla süre bulunmalıdır demek o kadar kolay değildir. Çünkü, bazı değişiklikler yukarıdan dayatılamayan kültürel ve bireysel geçişlere ihtiyaç duyar. Ayrıca, seçenek sunulduğunda, hâlâ birçok kadın evde daha çok vakit harcamak isteyecektir. Çocuklarına vakit harcama arzusu kariyer hırslarına ağır basıyor olabilir ve bu şekilde hisseden kadınlar için evde oturan bir eşe sahip olmak onları daha mutlu veya daha tatmin edici hissettirmeyecektir. Burada tercihlerini sorgulayacak olursak, aslında kendimizi rasyonalitenin temsilcileri sayarak kadınları küçümsüyoruz.
Bu problemi çözmenin bir yolu, işletmelerin çalışanlarına, daha esnek çalışma saatleri ve çalışma yerleri sunmalarıdır. Bu sayede insanlar, ev yaşamı ve kariyerleri arasındaki dengeyi daha rahat kurabilirler. Firmalar, yetenekli adayların ilgisini çekebilmek için her iki cinsiyetteki insanları iş-ev dengesini sağlamaktan alıkoyan zahmetli çalışma saatlerini veya koşullarını yeniden düşünmek isteyebilirler, Google’ın yaptığı gibi. Fakat bu gibi öneriler, bazı mesleklerin doğasına aykırıdır. Cerrahlar evden çalışamazlar ve politikacılar seçmenleri ve meslektaşlarıyla birlikte vakit geçirmek zorundadırlar. Ve diğer değişiklikler gibi, istenmeyen sonuçlara neden olmaksızın bu politikalar zorla yaptırılamaz. Nihayetinde, her mesleği sağlıklı bir aile hayatı ile uyumlu yapamayız. Bunu sadece “hepsine sahip olamayan” kadınlar değil, kimse yapamaz.
Hepimiz hayatta zor seçimlerle karşı karşıya kalırız. Nerede olursa olsun önyargılarla başa çıkmak için mücadele etmemiz ve kadını, erkeğin baskın geldiği meslekler, ve liderlik pozisyonlarını takip etmesi için desteklememiz gerekse de, birçok kadın ve erkek farklı seçimler yapmaya devam edeceklerdir ve bu sorun değildir. Bazı insanlar yüksek ücret karşılığında uzun çalışma saatlerinden rahatsız olmamaktadırlar. Diğerleri ise bunun yerine tercihlerini daha esnek koşullar sağlayan kariyerler yönünde kullanırlar.
Erkeklere ve kadınlara başkalarının seçtiği standartları değil kendi gelişim standartlarını karşılayan hayatı seçmelerine izin verilmelidir.
İnsan özgürlüğünü desteklemek demek, nerede olursak olalım, kamusal engelleri elimine ederken, bireylerin kendilerini en çok tatmin ettiklerine inandıkları hayatları tercih etmelerini desteklemektir.
Şayet anlaşılmadıysa, tepeden inme yetkilerin cinsiyet eşitsizliği problemini neden çözemeyeceğini öğrenmek için diğer videolarımı izleyiniz.
Konuşmacı: Lauren Hall
Çeviri: Ezgi Yıldırım
Redaksiyon: Seçkin Sosyal
Kaynak: LearnLiberty.org